Aslı Filiz’in “Kadın Hafızası” Hamburg’da

Bingöl doğumlu sanatçı Aslı Filiz’in “Kadın Hafızası” adlı sergisi, Hamburg Üniversitesi Konukevi’nde sanatseverlerle buluştu. 24 Eylül 2025 tarihine kadar ziyaret edilebilecek sergi ağırlıklı olarak sanatçının tuval üzerine akrilik eserlerini içeriyor.

Aslı Filiz, bu sergideki çalışmalarının temelinde kadınların hikâyelerine, iç dünyalarına ve iradelerine yer açma arayışının olduğunu belirtiyor. Sanatçı, her bir kadın figürünün “ya suskunlukla ya da açık bir isyanla ama her zaman onurla” var olduğunu vurguluyor.

Serginin açılışında konuşan Dünya Bilim Vakfı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. José Broekaert, serginin yalnızca bir sanat etkinliği olmadığını, “kadınların tarihsel anlatıya yeniden dâhil olduğu bir hafıza eylemi” olduğunu ifade etti.


Aslı Filiz’in “Jin Jiyan Azadi” tablosunda Mezopotamya motifleri önünde beyazlar içinde bir kadın. Beyaz elbisesi berraklığı, onuru ve kadın ruhunun gücünü temsil ediyorFotoğraf: Asli Filiz

Gözle değil, yüreklerle gezilen bir sergi

Filiz, izleyicilere sergiyi “gözleriyle değil yürekleriyle gezmeleri” çağrısında bulunuyor. “Kadın Hafızası” sergisindeki resimler, yüzyıllardır kadınlara atfedilen rolleri, maruz kaldıkları baskı, şiddet ve travmaları işlerken, aynı zamanda kadınların bu durumlara nasıl direndiklerini de gösteriyor. Bazen açıkça bazen de sessizce gerçekleşen bu direniş Filiz’e göre nesiller boyu aktarılan kolektif bir hafızaya dönüşüyor.

“Ben Havva” adlı eser, yaratılış mitiyle kadınlara yüklenen “baştan çıkarıcı” ve “günahkâr” etiketini reddediyor. Resimde, Havva’nın birlikteliği kendi özgür iradesiyle seçtiği vurgulanırken, eserdeki altın çerçeve, kadının bir kutsal kitap gibi okunması gerektiğini simgeliyor. Havva’nın gece karası saçlarındaki yıldızlar ise onun ruhunda koca evreni taşıdığına işaret ediyor.


Sağda sanatçı Aslı Filiz bir ziyaretçinin sorularını cevaplarken görülüyor. Soldan sağa tabloları: Evrensel Genç Kadın, Sessiz Çığlık ve Jin Jiyan Azadi.Fotoğraf: Asli Filiz

Sergideki bir diğer önemli çalışma ise “Jina Mahsa Amini” adlı portre. Bu eser, 2022’de İran’da katledilen genç Kürt kadın Jina Mahsa Amini’nin trajik kaderinin küresel çapta kadınların kolektif hafızasında bir dönüm noktasına dönüştüğüne dikkat çekiyor. Filiz, Amini’ye atfettiği çalışmadan bahsederken, ölümünün sadece bir kadının sonu değil, dünya kadınlarını birleştiren bir güç olduğunu da vurguluyor.

Bastırılmış hafızayı görünür kılma çabası

Aslı Filiz, sergiye “Kadın Hafızası” adını verirken, yalnızca toplumsal ve tarihsel belleğe değil, kadınların duygusal ve sezgisel hafızasına odaklandığını da söylüyor. DW Türkçe’nin sorularını cevaplayan Filiz, asıl ilgisini çekenin “kadınların evlerin içinde taşıdığı sessiz hafıza, bedenlerinde, dillerinde, suskunluklarında biriken hafıza” olduğunu söylüyor. Sanatçı, bu sergiyle hem bireysel hem de kolektif bellekte kadınların neyi taşıdığını ve neyi unutmamaya çalıştığını sorgulamayı amaçladığını ifade ediyor.


“Yalan Sarmalı” tablosunu inceleyen bir ziyaretçiFotoğraf: Asli Filiz

Sanatçı, bu projenin kendisi için bir hatırlama eyleminin yanı sıra, bir onarma ve yeniden kurma süreci olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Çünkü kadınların hafızası, sadece hatırlamakla kalmaz dönüştürür, direnir ve yeniden inşa eder.” Filiz, sergisiyle bastırılmış olanı hatırlatmayı, görünmeyeni görünür kılmayı ve kadınların dünyaya bıraktığı duygusal, kültürel ve politik izleri yeniden okumaya davet etmeyi hedefliyor.

Mezopotamya motifleri ve kişisel bir hesaplaşma

Aslı Filiz’in eserlerinde Mezopotamya motifleri ve mitleri yoğun bir şekilde kullanılıyor. Çocukluğundan beri etrafındaki kadın-erkek ilişkilerini gözlemlediğini aktaran Filiz, Mezopotamya’daki kadınların güçlü olmalarına rağmen tarih boyunca eril zihniyet ve dinler tarafından bastırıldığını da dile getiriyor. Filiz, bu durumun kadına “sen yapamazsın, günah” gibi söylemlerle pasifleştirilmeye çalışılmasına rağmen, kadınların kendilerine biçilen rolleri aşarak direndiklerini ve ürettiklerini hatırlatıyor.

Sanatçı, çalışmalarına kendi coğrafyasındaki kadınların hikâyeleriyle başladığını ve bu süreçte Şahmeran’dan Dersim’in kayıp kızlarına, Ezidi kadınlardan savaş ve aşk tanrısı İştar’a ve “Jin Jiyan Azadi” sloganına kadar uzanan bir hafıza hattı kurduğunu ifade ediyor. Bu hattı sadece kültürel bir yakınlık olarak değil, aynı zamanda “kişisel bir hesaplaşma ve onarma çabası” olarak tanımlıyor. Filiz, artık farklı coğrafyalardaki kadın hikâyeleriyle de bağ kurarak daha geniş bir kadın hafızasına odaklandığını söylüyor.


Aslı Filiz’in kadının genital bölgesini sembolik çiçek ve meyvelerle resmettiği çalışma.Fotoğraf: Asli Filiz

Almanya ve Mezopotamya: Direnişin ortak coğrafyaları

Sanatçı, Almanya’da yaşamasına rağmen eserlerinde köklerinin derin izler taşıdığını vurguluyor. Mezopotamya’nın kadınlar için yaşaması zor bir coğrafya olmaya devam ettiğini belirten Filiz, “feminizidlerden devlet baskılarına kadar” şiddetin söz konusu olduğunu ancak buna karşı çıkan, mücadele eden ve sesini duyuran kadınların da bir gerçek olduğunu dile getiriyor. Filiz, kadınların verdikleri bu mücadelenin kazanımlarını görünür kılmak istediğini de belirtiyor.

Aslı Filiz, Almanya’daki kadın-erkek eşitliği konusunda da aşılması gereken ciddi yapısal sorunlar olduğunu gözlemlediğini kaydediyor. İş hayatındaki ücret eşitsizliği ve yönetim pozisyonlarında kadınların az temsil edilmesi gibi sorunlara dikkat çeken sanatçı, Almanya’da da kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın önemli bir sorun olduğunu belirtiyor. Filiz, coğrafyalar değişse de kadın olmanın bedelinin ve direnişin her yerde kendini gösterdiğini ifade ederek, kadın mücadelesinin evrenselliğini bir kez daha hatırlatıyor.


Aslı Filiz’in “Kadın Hafızası” sergisinden bir eserFotoğraf: Asli Filiz

Aslı Filiz Kimdir?

Bingöl’de Kürt bir ailede doğan Aslı Filiz, grafik tasarım ve görsel sanatlar alanında uzun yıllardır üretim yapıyor. Sanat eğitimini İstanbul Beykent Üniversitesi ve Hamburg Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde (HFBK) tamamlayan Filiz, eserlerinde Mezopotamya mitolojilerinden çağdaş feminist imgelere kadar kadınlara odaklanıyor. Eserlerinde sıklıkla sessizlik, direniş, aidiyet ve umut gibi temaları işliyor. Sanatçının çalışmaları Paris, Berlin, Köln, Viyana ve Hamburg gibi birçok şehirde sergilendi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir