AfD’ye milyonluk bağışlar nereden geliyor?
Almanya’da 23 Şubat Pazar günü Federal Meclis seçimleri düzenlenecek. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’den (FDP) oluşan üçlü koalisyonun dağılması sonrası yapılan bu erken genel seçimin favorisi, ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU ve CSU) bloku. Yapılan son anketlerde yüzde 30 bandında seyreden Hristiyan Birlik’i giderek güçlenen aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi izliyor.
İlk kez 2017’deki genel seçimlerde Federal Meclis’e giren AfD, son kamuoyu yoklamalarına göre önümüzdeki Pazar günü oylarını katlayarak yüzde 20-21 bandına ulaşıp sandıktan ikinci güç olarak çıkacak. Almanya’da siyaset hayatına 2013 yılında giren AfD, zamanla yakaladığı yükseliş trendinde önce eyalet parlamentolarına girmeyi başarmış, ardından ülke genelinde etkisini artırmıştı.
Özellikle ülkenin doğu eyaletlerinde çok güçlü olan AfD son zamanlarda ise aldığı yüksek miktardaki bağışlarla gündeme geliyor. Partiye yapılan bağışlardan birisi de Avusturya’daki bir soruşturmaya konu oldu.
Alman haber portalı Der Spiegel ile Avusturya’dan Der Standard gazetesine göre, AfD 1 Şubat’ta 2 milyon 349 bin 906 euro 62 cent değerinde bir afiş kampanyası desteği aldı, ancak bağışta bulunduğu beyan edilen kişi bağışı yapan gerçek kişi değil. Ve bu, Alman yasalarına göre bu bir suç.

Almanya Federal Meclis İdaresi, yapılan bağışların kaynağı ile birlikte en kısa sürede beyan edilmesini talep ediyor ve bu bilgileri şeffaflık prensibi gereği Meclis sayfasından yayınlıyor.Fotoğraf: Odd Andersen/AFP
Büyük bağış 1 Şubat’ta yapıldı
Basına yansıyan bilgilere göre AfD, ay başında Federal Meclis İdaresi’ne yaklaşan erken seçimler için 1 Şubat’ta partiye bir bağışçının 2 milyon 349 bin 906 euro 62 cent değerinde afiş kampanyası desteği yaptığını bildirdi ve bağışçının da Avusturya’dan Gerhard Dingler olduğunu beyan etti.
Ancak Avusturya güvenlik birimlerinin yürüttüğü soruşturmada gerçek bağışçının AfD’nin beyan ettiği Gerhard Dingler olmadığı ve bu kişinin sadece aracılık rolü üstlendiğine ilişkin ipuçları tespit edildi. Habere göre, yüksek miktardaki bu bağışın arkasında Almanya’dan bir emlak milyarderinin olduğu tahmin ediliyor.
Habere göre aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) eski üyesi de olan Dingler bağışı yapmadan kısa süre önce Almanya’dan bir emlak milyarderinden 2,6 milyon euro hibe aldı. Dingler, bankasına bu paranın Alman emlak milyarderi Henning Conle’den hediye olduğunu bir belge ile beyan etti. Bankanın söz konusu paranın neye kullanılacağı sorusuna ise Dingler’in “bir emlak projesine yatırım amaçlı” cevabını verdiği belirtiliyor.
Ancak kısa süre sonra Dingler, hediye olduğunu söylediği 2,6 milyon eurodan 2 milyon 349 bin 906 euro 62 centi, tanıtım ve sokak afişleri alanında faaliyet yürüten Kölnlü ASS Reklam Limited Şirketi’ne havale etti. Aynı günlerde de aşırı sağcı AfD, Federal Meclis İdaresi’ne Avusturya ikametli Gerhard Dingler’den 2 milyon 349 bin 906 euro 62 centlik afiş kampanyası desteği aldığını iletti.

Ana muhalefetteki Hristiyan Birlik blokunun aşırı sağcı AfD desteği ile Meclis’ten önerge geçirmesi ülkede yoğun tartışmalara yol açtı. Haftalardır pek çok kenttte onbinlerce kişinin katıldığı protesto gösterileri düzenleniyor. Onlardan birinde aşırı sağcı AfD’yi seçmenin 1933’e dönme olacağı uyarısı yapılan bir pankart görülüyor. Fotoğraf: Ying Tang/NurPhoto/picture alliance
Almanya’da bağışlarda şeffaflık zorunluluğu
Almanya Siyasi Partiler Kanunu’na göre 35 bin ve üzerindeki bağışlar “yüksek bağış” kategorisine giriyor ve bu bağışların en kısa sürede Federal Meclis Başkanlığına bağışçının bilgileriyle birlikte iletilmesi gerekiyor. Akabinde de Meclis Başkanlığı, bağış yapılan partiyi, miktarını, bağışçının isim ve adres bilgilerini Federal Meclis sayfasından duyuruyor.
Siyasi Partiler Kanunu, partilere 500 euro ve üzeri bağışlarda da kaynağının açık ve net olması şartını koşuyor. Düzenlemeye göre, kimliği saptanamayan kişilerden veya kimliği bilinmeyen üçüncü şahısların aracılar üzerinden yaptığı 500 euro ve üzeri bağışların kabul edilmesi yasak. Saptanması halinde partiye, alınan bağışın üç katı kadar ceza kesiliyor.
AfD’ye yapılan afiş kampanyası bağışının yaklaşık 2,35 milyon euro olduğu gözönünde bulundurulduğunda partiye kesilmesi muhtemel ceza 7 milyon 50 bin euro olarak tahmin ediliyor.

AfD’ye son yıllarda para ve hizmet bağışı dışında çok sayıda emlak ve gayrimenkul hibesi de yapılıyor. Parti bunlardan bazılarını satıp nakite çevirirken, bazılarından gelir kaynağı olarak faydalanıyor. Fotoğraf: Rolf Vennenbernd/dpa/picture alliance
AfD’ye bu kadar büyük bağış yapan kişi kim?
Son yılların en büyük kazananı konumundaki aşırı sağcı parti AfD’ye bu kadar büyük bağış yapan kişinin milyarder Hening Conle olduğu üzerinde duruluyor. Ancak açık kaynaklarda bu kişi hakkında pek bilgi bulunmuyor. Zürih ve Londra’da ikamet ettiği öğrenilen emlak milyarderinin Lichtenstein’da da ticari sicilde bir holding kaydı bulunduğu dikkat çekiyor.
Conle’nin adı daha önce de AfD’ye yasa dışı bağış yaptığı iddiaları ile anılmıştı.
AfD’nin Federal Meclis’e ilk kez girdiği 2017 seçimlerinde de partinin başbakan adayı Alice Weidel için 132 bin euroluk bağış yapıldığı ve incelemeler dikkat çekmemesi için paranın küçük meblağlara bölünerek partiye aktarıldığını ortaya koymuştu. Federal Meclis İdaresi’nin şüphelenerek olayı incelemesi üzerine AfD, Almanya, Belçika ve Almanya’da ikamet ettiğini belirttiği 14 kişinin isimlerinin yer aldığı bir bağışçı listesi iletmişti.
Ancak Baden-Württemberg Eyalet Emniyet Teşkilatı ile sorumlu savcılığın konuya ilişkin soruşturmasında da bağışların arkasındaki ismin yine emlak milyarderi Henning Conle olduğu tespit edilmişti. Bağışçının kimliğinin gizlenmesi nedeniyle de AfD’ye bağışın üç katına tekabül eden 396 bin 17 cent para cezası kesilmişti.
AfD’ye gayrimenkul mirası
AfD geçen yıllarda da özel şahıs ve şirketlerden para ve hizmet bağışı aldı. Bunun yanı sıra varlıklı kişiler aşırı sağcı partiye milyonlarca euroluk emlak ve gayrimenkulü de miras bıraktı. Partinin bu yılın başından 15 Şubat’a kadar, yani ilk 1,5 ayda büyük meblağlar halinde olmak üzere toplamda 4 milyon 848 bin 906 euro 62 cent bağış aldığı görülüyor.

AfD, emeklilik ve vergi gibi alanlarda somut bir konsept sunmamakla eleştirilirken, partinin göçü sadece güvenlik sorunu olarak yansıttığı görülüyor. Fotoğraftaki seçim afişinde de AfD göçü kadın ve kız çocukları için genel iç güvenlik tehdidi olarak yansıtıyor. Fotoğraf: Daniel Maurer/dpa/picture alliance
Aynı zaman diliminde Federal Meclis’te yer alan diğer siyasi partilerin aldıkları bağışlara bakılacak olursa; Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) 4 milyon 65 bin, kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik’in (CSU) 972 bin, Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) 2 milyon 340 bin, Yeşiller’in 885 bin, Hür Demokrat Parti’nin (FDP) 2 milyon 706 bin ve Sol Parti’nin de 300 bin euro aldığı dikkat çekiyor.
Almanya Siyasi Partiler Kanunu, siyasi oluşumların bağış almasını yasaklamıyor ve bir üst sınır da şart koşmuyor. Ancak bağışların şeffaf ve kaynağı açık biçimde yapılmasını, büyük bağış kategorisindeki hibelerin de kamuoyuna yine bu şekilde ilanını öngörüyor. Son yıllarda seçimlere yurt dışından tesir girişimleri olması nedeniyle bağışların kaynağına özellikle bakılıyor.
Bağışlara üst sınır talebi
Partilere yapılan bağışların yakın takipçilerinden sivil toplum kuruluşu LobbyControl ise Almanya’daki Siyasi Partiler Kanunu’nu eleştiriyor ve bağışta bir üst sınır konmasını talep ediyor. Avrupa Birliği üyesi 19 ülkenin böyle bir üst sınırı bulunduğunu hatırlatan kuruluş, Almanya’da olmaması nedeniyle en çok bağışın burada yapıldığını belirtiyor.
LobbyControl’ün “Follow the Money” adlı sivil toplum kuruluşu ve Alman kamu yayıncılarıyla işbirliği halinde yürüttüğü uluslararası bir araştırmada 22 ülke büyüteç altına alındı. Buna göre, 2019-2022 yıllarında Almanya Federal Meclis’inde bulunan altı partinin aldığı toplam para ve hizmet bağışı 633 milyon euro oldu. Diğer incelenen ülkelerde siyasi partilere yapılan bağışların total miktarı ise aynı zaman diliminde 937 milyon euroydu.
LobbyControl, siyasi partilere bağışta sınır olmaması nedeniyle paranın giderek bir güç faktörüne dönüştüğünü vurguluyor ve kişi, şirket veya derneklerden yapılacak siyasi parti bağış miktarını veya sponsorluk hizmetini maksimum 50 bin euro ile sınırlı tutulmasını talep ediyor.
Bir yanıt yazın