Afrika’da daha adil bir vergi sistemi mümkün mü?
Sağlık sistemi, eğitim, ulaşım… Yatırım gerektiren o kadar çok alan olmasına rağmen para yok. Afrika ülkeleri giderek artan borç yükü altında eziliyor. Yıllardan bu yana borçların ödenmesi için harcanan para, sağlığa harcanan paradan çok daha fazla. Korona pandemisi, çok sayıda Afrika ülkesinde hükümetlerin yükümlülüklerini ve sorunlarını daha da artırdı. Bunun yanında var olan yüksek enflasyon söz konusu devletlerin mali anlamda hareket alanını daha da kısıtlıyor.
Devlet yöneticilerinin bu sarmaldan çıkabilmek için yeni para kaynakları bulmaları şart. Merkezi Kenya’nın başkenti Nairobi’de olan Açık Toplum Vakfı’nın (Open Society Foundation) bir ekonomi ve iklim programında direktör yardımcısı olan Alvin Masioma, “Birçok ülke en kolay yolu seçerek dalda yere en yakın duran meyveyi seçiyor. Tüketim vergisini yükseltiyorlar. İnsanların tüketmek zorunda olduklarını biliyorlar çünkü” diyor.
Tüketim vergisi halkı öfkelendiriyor
Masioma’nın ülkesi Kenya’da, yüksek enflasyon altında zorlu bir hayat süren halkın böylesi planlara nasıl tepki verdiği net bir şekilde görüldü. Kenya Devlet Başkanı William Ruto, geçen yıl Haziran ayında, devletin borçlarını gıda ve tüketim mallarına getirilecek yeni vergilerle azaltmayı planladıklarını açıkladığında kitlesel bir direniş başladı. Düzenlenen geniş katılımlı gösteriler sonunda Ruto söz konusu planlarını iptal etmek ve kabinesindeki bakanların büyük bir bölümünü değiştirmek zorunda kaldı.
Ağırlıklı olarak Z kuşağından genç insanların sokaklara indiği protestolar Nijerya, Uganda ve Gana gibi ülkelerin toplumlarını da etkileyerek buralarda da gösteriler düzenlenmesine neden oldu. Bu ülkelerde ise halklar, hükümetin somut planlarından çok, genel anlamda giderek artan ve yoksul kesimleri çok zorlayan hayat pahalılığına karşı seslerini yükseltti.
Bu eşitsizlikle siyasi anlamda nasıl mücadele edilmesi gerektiğini anlamak için her ülkenin kendi varlık seviyesini özel olarak hesaplaması gerektiğini belirten Alvin Masioma, “Zenginlerden söz ederken dolar milyonerlerini ya da Forbes listelerinde yer alanları kastederek kendimizi sınırlamamalıyız. Kenya’da 50 milyon şilin (yaklaşık 372 bin euro) serveti olan biri de, hiçbir şeye sahip olmayan birine göre zengindir” ifadelerini kullanıyor.

Arşiv – Kenya’da geçim sıkıntısını protesto etmek için sokaklara inen insanlarFotoğraf: SIMON MAINA/AFP
Varlık vergisi çağrıları giderek artıyor
Yoksul ile zengin kesin arasındaki makas ve sosyal farklılıklar sadece Afrika’da değil, her yerde açılıyor ve artıyor. Londra merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam tarafından hazırlanan bir rapor da bu tezi doğruluyor: 2020 yılından bu yana, dünya genelindeki en yoksul yüzde 60’lık kesimin toplam serveti 20 milyar dolar azaldı. Aynı zaman zarfında dolar milyarderi olan zenginler ise servetlerine toplamda 3,3 trilyon dolar daha ekledi. Oxfam’ın raporuna göre söz konusu zenginlerin maddi varlığı, küresel çapta ortalama enflasyondan üç kat daha fazla artmış oldu. Bu sebepten dolayı Oxfam varlık vergisinin uygulanmaya başlanması gerektiği fikrini savunarak, bu konuda bir süredir yapılan tartışmalara katkı sağlamış oluyor.
Geçen yıl Kasım ayında Brezilya’da yapılan G20 Zirvesi’nde ülkeler, Brezilya’nın öncülüğünde, süper zenginlerin daha verimli vergilendirilmesi için bir fomül üzerinde anlaşma zemini aranmasını kararlaştırmıştı. Ancak söz konusu süper zenginlerin, servetlerinden yılda yüzde 2 vergi alınması konusunda varılan anlaşma taslağı Almanya ile ABD’nin karşı çıkması sebebiyle kabul edilmedi. G20’nin dönem başkanlığını üstlenen Güney Afrika’nın, konuyu öncelikleri arasına aldığını duyurması, bir sonraki zirvede varlık vergisinin yine masada olacağını gösteriyor.
2020’nin Nisan ayında çok sayıda Güney Afrikalı bilim insanı, korona yardımları için kaynak yaratılması amacıyla, dayanışma için varlık vergisi uygulanmasını talep etmişti. Bu bilim insanlarından biri de Johannesburg kentindeki Witwatersrand Üniversitesi’nde servet eşitsizliği üzerine araştırmalar yapan iktisatçı Aroop Chatterjee idi.
DW’ye açıklamalarda bulunan Chatterjee, “Eşitsizlikle mücadele edebilmek için yüzeyin altına inmek ve eşitsizliğe neden olan süreçlere etki etmek gerekiyor. Varlık vergisi sadece, bizim girdi sağlamak için önerdiğimiz siyasi bir araçtır. Sonrasında daha çok şey yapmak gerekiyor” diyerek varlık vergisinin ürkütücü tesirinin de hesaba katılması gerektiğini vurguluyor. “Sermayenin kaçması, yani vergiden yasal bir şekilde kaçış ya da yasa dışı vergi kaçırma her zaman mümkün” diyen Chatterjee, “Ancak biz ikisini de kapsamlı bir şekilde hesaplarımıza kattık” diyor.
En fazla milyoner de Güney Afrika’da en büyük eşitsizlik de
Dünyanın hiçbir ülkesinde gelirler Güney Afrika’da olduğu kadar eşitsiz dağıtılmıyor. Dünya Bankası’nın konuyla ilgili düzenli olarak hazırladığı raporlarda Güney Afrika, gelir eşitsizliğinde uzun süredir birinci sırada yer alıyor. Chatterjee’ye göre bunun tarihi ve kurumsal sebepleri var: “Kolonyal dönem ve ırkçı Apartheid rejimi süresince yerleşen servet biriktirme yapı ve alışkanlıkları devam ediyor. Buna mülk sahibi olma ve ekonomiye katılımdaki ırkçılık dâhil”. Tüm bunlar günümüzde Güney Afrika’nın başlıca sorunlarından biri olan gelir eşitsizliğinin oluşmasına olağanüstü etki ediyor, Aroop Chatterjee’nin aktardığına göre.
Gerçekten de Güney Afrika bazı başka konularda da birinci sırada yer alıyor. İngiltere merkezli yatırım danışmanlığı şirketi Henley & Partners’in hazırladığı “Afrika Refah Raporu”, Güney Afrika’da 37 bin 400 dolar milyoneri, yani serveti bir milyon dolardan fazla olan insan yaşadığını ortaya koyuyor. Bu da tüm Afrika kıtasındaki her dört milyonerden birinin Güney Afrika’da yaşadığı anlamına geliyor. Kıtadaki şehirler baz alındığında da yine Güney Afrika açık ara önce. Her 10 Afrikalı dolar milyonerinden birinin yaşadığı Johannesburg, kıtanın en fazla milyoner barındıran kenti. En çok milyonere ev sahipliği yapan ikinci Afrika kenti’de, yine Güney Afrika’da yer alan Kapstadt.

Afrika kıtasında en fazla dolar milyonerinin yaşadığı kent olan Johannesburg’ta, madalyonun diğer tarafını aşırı yoksullar oluşturuyorFotoğraf: Shafiek Tassiem/REUTERS
Henley & Partners’in raporunda “Big 5” başlığı altında, Afrika’da en fazla milyonere sahip olan ülkeler sıralanıyor: Güney Afrika, Mısır, Nijerya,Kenya ve Fas. Raporda özel olarak değerlendirilen bir ülke de var, Afrika kıtasının yaklaşık 2 bin kilometre doğusunda, Hint Okyanusu’nda yer alan ada ülkesi Mauritius. Vergi cenneti olarak nitelendirilen Mauritius’ta milyonerlerin sayısı 2013 ile 2023 arasında yüzde 87 artmış.
2033 yılına dek milyoner sayısının Afrika’da yüzde 65 artacağı öngörüsünde bulunulan raporda bunun, hâlihazırda toplumsal yaşam açısından son derece tehlikeli boyutlara ulaşan sosyal farklılıkları, olumsuz anlamda daha da derinleştireceği endişesi dile getiriliyor.
Maliye zenginleri tâkip edemiyor
Açık Toplum Vakfı’ndan Alvin Masioma’ya göre ülkelerin, en zenginlere daha fazla vergi uygulamasının önünde bazı engeller var. Vergi dairelerinin, süper zenginlerin mal varlıkları hakkında bilgi sahibi olmadığını, bu kişilerin emlâk zenginlikleri, ortaklıkları ve sahip oldukları fonlarla ilgili bilgiye ulaşılamadığını ifade eden Masioma, zenginlerin varlıklarını çok hızlı bir şekilde farklı alanlara kaydırdıklarını ve devletlerin bunu takip edemediğini vurguluyor.
Kenya ve Uganda’da en azından bu konunun üzerine gidildiğini belirten Masioma, bu ülkelerde tek görevi süper zenginlerin mal varlıklarını takip etmek olan özel birimler kurulduğunu ifade ediyor.
Alvin Masioma, verimli bir vergilendirmenin önündeki bir başka engelin ise, siyasetçilerin kendileri olduğunu aktarıyor. Örneğin Kenya’da politikacıların genelde zengin insanlar olduğunu ve olası bir varlık vergisinden kendilerinin etkileneceğini belirten Masioma, günümüzde sadece ABD’de görülen bir tür “oligarşinin yükselişi”ne Afrika’da da şahit olunduğunu kaydediyor.
Gerçekten verimli bir varlık vergisinin sadece kendi çıkarlarını arka plana atan siyasetçiler tarafından uygulanabileceğini dile getiren Masioma, bu konuda, geçen yıl sürpriz bir şekilde sol ağırlıklı bir koalisyonun hükümete geldiği Senegal’in bir örnek ve umut ışığı olduğunu ifade ediyor.
Özetle birçok faktörün bir araya gelmesi gerekiyor. Siyasi irade, verimli ve çalışkan vergi daireleri, üzerinde iyi çalışılmış bir plan. Bugüne dek henüz hiçbir Afrika ülkesi, eşitsizlikle mücadele etmek ve toplum yararı için en zenginlerden daha fazla katkı almak için varlık vergisini uygulamaya koymadı, koyamadı.
Bir yanıt yazın