Aliağa’da tersane işçisi: Asbestli elyaflarla elimizi sildik
13 yıl boyunca 30’dan fazla gemide söküm işinde çalıştı, yıllarca İngiliz savaş gemilerinin kablolarını çıplak elle kesti. Maske, eldiven, bot ya da koruyucu elbiseleri yoktu. Asbest sökümüne dair herhangi bir eğitimden de geçmemişlerdi.
2023’te akciğerlerinde asbest kaynaklı hasar tespit edildi. Malulen emekli edildi.
“Meslek hastalığı teşhisi konuldu, artık çalışırsan üç beş yıl içinde ölürsün dediler, havası temiz olan bir yerde yaşa dediler. Ancak böyle bir imkanımız olmadı. Bir oğlum var, geçici işlerde çalışmaya devam ediyorum. Hayat çok zor” diyor.
İsmini vermek istemeyen 45 yaşındaki emekli işçi, Aliağa’daki gemi sökümünde zor koşullardan çalışan işçilerden sadece biri.
Meslek hastalığı teşhisi Leyal Gemi Söküm şirketinde çalışırken kondu. Şimdilerde ise bu firma yeni bir gemi sökümü ihalesiyle gündemde: İngiliz Kraliyet Donanması’na ait tartışmalı HMS Bristol gemisi.
“Asbesti koruyucu kumaş sanıyorduk”
İşçi, Leyal’deki çalışma koşullarını şöyle anlatıyor:
“Asbesti borulara sarılı koruyucu kumaş sanıyorduk. Ellerimizle temizledik, asbestli elyaflarla elimizi siliyorduk. 2011’den 2023’e kadar çalıştım. Maske ya da gözlük iki yıldır veriliyordu, o da ayda bir tane. Denetim geleceği zaman gemiler süslenirdi, üstü örtülürdü. Asıl tehlikeyi kimse görmezdi.”
İşçinin aktardığına göre, çoğu meslektaşı benzer koşullarda çalışıyor ancak hastalığını gizliyor, dava açmıyor:
“Çünkü herkesin çoluğu çocuğu var. Korkuyorlar.”
Denize atık bırakıldığını, kimyasal toprağın gece kepçeyle taşındığını ve Avrupa Birliği (AB) standartlarının gerçekte uygulanmadığını da sözlerine ekliyor.
İşçi ayrıca, HMS Bristol gemisinin de benzer tehlikeler taşıdığına dikkat çekiyor:
“İngiltere’den gelen son gemide çok fazla kimyasal var. Koşullar ise aynı.”
HMS Bristol’un sökümünü Leyal yapacak
İngiltere Kraliyet Donanması’na ait HMS Bristol gemisi, 3 Temmuz 2025’te Aliağa’ya ulaştı. Söküm ihalesini Leyal şirketi aldı. Ancak şirket hakkında AB raporlarında yer alan iddialar, çevre ve işçi sağlığı açısından kaygıları artırıyor. Çevre örgütleri, gerekli önlemler alınmazsa HMS Bristol’ün sökümünün yeni bir kirlilik ve sağlık krizine yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

İngiliz Kraliyet Donanması’na ait tartışmalı HMS Bristol gemisiFotoğraf: Privat
DW Türkçe’nin edindiği bilgilere göre, HMS Bristol’e ilişkin olarak çeşitli teknik eksiklikler tespit edildi. Gemide bugüne kadar tam kapsamlı bir asbest araştırması yapılmadı ve 2019’da hazırlanan Tehlikeli Maddeler Envanteri (IHM) bu tarihten sonra güncellenmedi. Mevcut yönetim araştırması, erişilebilir tüm asbest kaynaklarını belirlemekte yetersiz kaldı.
Gaz Türbini Odası’nda yalnızca “görsel örnekler” alındı. Bu odada asbest dokuma bezi tespit edilmesine rağmen aynı boru tesisatının bulunduğu diğer bölümler incelenmedi. Uzmanlar, gemide kayıtlara geçmemiş ciddi miktarda asbest bulunabileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca bazı koridorların duvar kaplamalarının yapısı şüpheli bulunurken bu malzemelerin asbest içerebileceği değerlendiriliyor.
“Kirlilik kronikleşti, denetim yok”
HMS Bristol Aliağa’ya doğru gelirken İzmir Tabip Odası, Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği (EGEÇEP) ile Depo, Liman, Tersane ve Deniz işçileri Sendikası (DGD-Sen) Aliağa’daki 22 gemi söküm tesisine ilişkin suç duyurusunda bulundu. Bu tesislerden 11’i AB sertifikalı. Suç duyurusunda kamu görevlileri ve özel şirketler hakkında çevreyi kasten veya taksirle kirletme, görevi kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik gibi suçlamalar yer aldı.
Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu, yalnızca şirketleri değil, aynı zamanda bu şirketleri denetlemesi gereken kamu görevlilerini, belge düzenleyen özel denetim firmalarını ve Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği’ni (GEMİSANDER) kapsıyor.
Başvuruda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığının da denetim görevini yeterince yerine getirmediği öne sürülüyor.
Leyal Gemi Söküm için “kirliliği gizleme” iddiası
Suç duyurusunda adı geçen tesislerden biri de Leyal Gemi Söküm şirketi oldu. Avrupa Birliği’nin (AB) denetim raporlarına yansıyan bulgulara göre, tesiste çevre kirliliğini gizlemeye yönelik uygulamalara başvuruldu.
2023 yılında yapılan denetimlerde, sahilde siyahlaşmış, kontamine toprağın üzerinin yeni bir toprak tabakasıyla örtüldüğü ve böylece kirliliğin görünmez hâle getirilmeye çalışıldığı tespit edildi. Aynı bölgede 2024 yılına ait raporlarda da benzer uygulamaların sürdüğü kayda geçti.
Denetim ekipleri, kıyı şeridinde kesim işlemlerinden arta kalan metal parçalar ve boya kalıntılarına rastladı. Kesim sırasında çevresel bariyer veya güvenlik önlemi alınmadığı, sadece mıknatısla yapılan yüzeysel temizliklerin yeterli olmadığı belirtildi.

Zehirli asbest maddesinin yakından görünümüFotoğraf: Valery Voennyy/Zoonar/picture alliance
Tesise ait çevresel izleme verilerinde ise deniz suyundaki askıda katı madde, fenol, petrol türevleri ve amonyak gibi kirleticilerin yasal eşik değerlerin üzerinde olduğu kaydedildi.
Suç duyurusunda, Leyal’de belgelenen bu uygulamaların yalnızca AB standartlarına değil Türkiye’nin yürürlükteki çevre mevzuatına da aykırı olduğu vurgulandı.
Bölgenin kirlilik kapasitesi aşıldı
Suç duyurusunun temelini, Aliağa’daki gemi söküm sahasında yıllar içinde biriken çevresel kirlilik oluşturuyor.
2019 tarihli TER-TEMİZ raporu ve TÜBİTAK ile Ege Üniversitesi’nin 2021’de yayımladığı bilimsel çalışmalar, toprakta arsenik, kurşun, kadmiyum; deniz ortamında ise PAH, TBT ve diğer ağır metallerin sınır değerlerin çok üzerinde olduğunu ortaya koyuyor.
Buna rağmen ilgili kamu kurumlarının kirliliği önlemeye dönük adım atmaması suç duyurusuna gerekçe gösteriliyor.
AB raporları: Tehlike belgelenmiş durumda
Suç duyurusuna eklenen AB denetim raporları, Aliağa’daki tesislerin çoğunun ciddi çevre ve iş güvenliği ihlalleri barındırdığını belgeliyor. Buna göre birçok tesiste kontamine topraklar gelişi güzel şekilde sahaya seriliyor, tehlikeli atıklar usule uygun bertaraf edilmiyor ve işçi sağlığına yönelik temel önlemler alınmıyor. AB tarafından onaylı olan tesislerde dahi bu bulgular yer alırken denetime kapalı tesislerde riskin daha büyük olduğu vurgulanıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının sadece su kalitesine dair izleme yaptığı; hava, toprak, tortu ve biyolojik izlemelerin ise yapılmadığı belirtiliyor. Dahası, çevresel izleme yetkisinin yetkisiz şekilde GEMİSANDER’e devredildiği, bu durumun da kamu görevini ihmal anlamına geldiği ifade ediliyor.
Sahte denetim, çevre kirliliği, yetersiz önlem
Suç duyurusunda, gemi söküm tesislerinde denetim süreçlerinin göstermelik yapıldığı, bazı özel denetim şirketlerinin uygun olmayan ekipmanlara sahte onay belgeleri düzenlediği ileri sürülüyor. Halat, kanca ve vinç gibi kritik kaldırma ekipmanlarının yalnızca birkaç gün içinde denetlendiği ve bu işlemlerin izlenebilirliğinin neredeyse hiç olmadığı vurgulanıyor.
Ayrıca söküm işlemleri sırasında yağlı, boyalı ya da asbestli parçaların yeterli temizlik yapılmadan işlendiği, bu nedenle toprağa ve denize toksik maddelerin karıştığı belirtiliyor.

Aliağa’ya 2022 yılında gelen ve tartışma yaratan Brezilya donanmasına ait Nae Sao Paulo adlı gemi Fotoğraf: DHA
Tüm bunlara ek olarak gemi söküm iş kolunda Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) “en tehlikeli işler” arasında saymasına rağmen işçilere koruyucu ekipman sağlanmadığı, eğitim ve acil durum tatbikatlarının yapılmadığı ve iş güvenliği kayıtlarının eksik olduğu belirtiliyor. Asbeste maruz kalan işçilerin ciddi meslek hastalıklarına yakalandığı örneklerle aktarılıyor.
Bu tespitler, söküm ihalesini Leyal şirketinin aldığı HMS Bristol gemisine ilişkin kaygıları daha da artırıyor. Sivil toplum kuruluşları gerek şirketin geçmiş uygulamaları gerekse sektördeki genel denetim zafiyetleri göz önüne alındığında bu geminin sökümü ciddi çevre ve sağlık riskleri barındırdığına işaret ediyor.
Aliağa Çalışma Grubuna göre Çevre Bakanlığı tarafından HMS Bristol için gerekli izinlerin temin edilmemesi ve İngiltere’nin gemiyi Basel sözleşmesinin ilkeleri çerçevesinde sökülmesi amacıyla geri almasının değerlendirilmesi gerekiyor.
Bir yanıt yazın